Vibratör ve seks oyuncaklarının tarihiyle ilgili çeşitli arkeolojik kazılarda bulunan ‘fallus’ (penis şeklinde, penisi andıran nesneler), M.Ö. 28.000 yıllarına kadar dayanıyor. Fransa ve Avrupa’nın diğer bölgelerinde yapılan arkeoljik çalışmalarda o dönemlerde bu nesnelerin boynuz, kemik ve taştan üretildiğini gösteriyor. Bu dönemlerde genel olarak adak ve tapınma nesneleri olarak kullanıldığı düşünülse ve atalarımızın keyif isteğine karşı düşünceler şüpheli kalsa da zihinlerinde ereksiyonun önemli olduğunu düşünmemek mümkün değil.
Devamında birçok antik imparatorluk ve kraliyetlerde gözümüze çarpıyor. Bunların arasında en çok dikkatimizi çeken Antik Yunanistan oluyor. Antik Yunanlılar cinselliği kucaklamalarıyla ünlüdür. Bir yapay penisin ilk belgelenmiş kullanımı, tüccarların ”olisbos” adı verilen bir alet sattığı Antik Yunanistan’dan gelmektedir. Olisbos, Antik Yunanistan’da yaygın olarak bulunan, tipik olarak yumuşatılmış deriden yapılmış, daha sonra yünle doldurulmuş ve pürüzsüz bir yüzey sağlamak için cilalanmış yapay penis benzeri bir nesnedir. Arkeologlar çalışmalarında birçok tarih öncesi yapay penis benzeri nesne bulsa da, bunların çoğu spekülatif olmaya devam ediyor. Eski Yunanlılarda olisbosun açık bir şekilde cinsel kullanımı doğrulayan sanat eserleri vardır. Bununla ilgili en ilginç bilgilerden biri; günümüzde Balat olan Türkiye’de Milet, olisbos üretim ve dağıtım merkezi olarak biliniyordu. Aristophanes’in MÖ 411 tarihli Lysistrata 11 adlı oyunu, erkeklerin yerini fallik aletlere bıraktığını ve olisboi’nin mastürbasyon için kullanıldığını ima eden ilk kayıttır. Ayrıca Olisbos’un popülarite kazandığı yıllarda yağlayıcı olarak zeytinyağı kullanıldığından bahsedilir. Bahsedilen oyunların senaryolarında doğal olarak yağlanmayan vücut kısımlarında kullanıldığını söylüyor. Ve biz de Eski Yunanlıların anal seks konusunda çekingen olmadıklarını düşünüyoruz.
19. yüzyıl Britanya’sına gelene kadar birçok malzemeyle üretilen, birçok amaca hitap eden fallus, bu yüzyılda doktorların kadınlara histeri rahatsızlığı ve kronik anksiyete için pelvik parmak masajı önersiyle başlayan yeni bir maceraya atıldı. Doktorlar, pelvik parmak masajını sıkıcı ve zahmetli bularak yeni bir şey icat etmek istediler. Birçok denemeden sonra 1870’lerin ortalarında, hastanın pelvisi için oyulmuş bir alana sahip bir masadan oluşan ve daha sonra titreşimli bir kürenin uygulandığı buharla çalışan ”manipülatör” icat edildi. Ancak bu makine karmaşık ve kullanışsızdı. Çok geçmeden bu tedavi yönteminin yerini, ayrılabilir vibratodlarla tamamlanan dünyanın ilk elektromekanik vibratörü aldı. 1880’li yılların başında Londralı bir doktor olan Dr J Mortimer Granville tarafından patenti alınan bu ürün, elektrikli ütü ve elektrikli süpürgenin icanından on yıl kadar önce dünyamıza geldi. Başlangıça yine kullanımı zor ve yalnızca muayenehanelerde olan bu ürün kısa bir süre sonra daha küçük ve taşınabilir bir hal aldı. Ve sonraki 20 yıl boyunca vibratör bir ”masaj cihazı” olarak oldukça saygın bir popüleriteye ulaştı.
1960lı yıllara kadar saklanan ve ”histeri” rahatsızlığı için kullanıldığı varsayılan vibratör bu dönemde oldukça cüretkar bir seks oyuncağı olarak tekrar ortaya çıktı. Bu zamana kadar geri planda kalması ve bir araştırmaya göre kadınların yalnızca %1inin kullanmasının sebeplerini anlıyoruz. O zamana kadar vibratör, bi kadının ne isteyeceğine dair çok erkeksi bir kavram üzerine modellenmişti.
1990ların ortalasında ise rönesans geçiren vibratör, Rambak Rabbi’in icadıyla beraber klitoral uyarıcıya sahip yeni bir icada dönüştü. 1998’de ise Sex And The City hikayesinde ortaya çıkmasıyla ün kazandı. Bu hikaye ile beraber yalnızca vibratör değil, Tavaşn İncisi, sihirli değnek vibratörü ve aşk salıncağı aniden moda oldu.
Ve günümüzdeki teknolojik gelişmeler, cep telefonları ve uygulamalar ile seks oyuncakları önce bluetooth ve daha sonra internet üzerinden uzaktan kontrol edilebilir hale geldi. Uzaktan kumandalı vibratörler bir norm haline geldi ve kamera endüstrisinin artmasıyla, uç kontrollü vibratörler popüler hale geldi.